Dizi-Analiz'e Yazarlar Aranıyor
Yeni Sezon Başlıyor! Hangi Dizi olursa fark etmez, kapımız herkese açık... Dizi-Analiz blogunda yazarlık yapmak isteyenlerin, dizianaliz@yahoo.com adresine mail atması yeterli...
Diziler, oyuncular, yönetmenler, yapımcılar hakkında güncel haber, video, fotoğraf gibi basında yer alan materyalleri takip edecek gönüllüler aranıyor... bu konuda blogda görev almak isteyenlerin dizianaliz@yahoo.com adresine mail atması yeterli olacaktır.
Diziler, oyuncular, yönetmenler, yapımcılar hakkında güncel haber, video, fotoğraf gibi basında yer alan materyalleri takip edecek gönüllüler aranıyor... bu konuda blogda görev almak isteyenlerin dizianaliz@yahoo.com adresine mail atması yeterli olacaktır.
30 Nisan 2009 Perşembe
29 Nisan 2009 Çarşamba
Bölüm Analizi | How I Met Your Mother 4x21 | The Three Days Rule
Bu sezon özellikle Lily ve Robin'i canlandıran bayanların gerçek hayatta hamile olması, Lily ve Robin karakterlerini hikayede daha pasif bir noktaya getirdi. Bu karakterler bölümlerde daha az görünmeye başladı hatta Lily karakteri iki bölümde sadece 1 dakika gözüktü.
21. bölüm ortalamanın üstünde nitelendirilebilecek bir bölüm ve yine bir Barney teorisi üzerine kurulu. Bu bölüme ismini de veren bir teoriye göre, telefonunu aldığınız karşı cinsi aramak için 3 gün beklemelisiniz. Ted de yeni tanıştığı ve aramak istediği kız'ı aramaya kalkışınca Barney ve Marshall araya girip bu teori'den bahsediyorlar ve ardından o kızmışcasına Ted ile mesajlaşıyorlar.
Bu noktadan itibaren aslında herkesin hayatında muhakkak yaptığı arkadaşını kekleme durumu yaşanırken, Barney ve Marshall mesajlaşmaktan kendilerini alamıyorlar. Bu noktadan itibaren aslında bir nevi erkeklerin içindeki feminen duygulara vurgu yapılmış.
Örneğin bölüm sonunda Robin ile randevuya çıkan ve Mclearen's koruması olarak karşımıza çıkan iri kıyım Stan karakterinin, Pablo Neruda atıfları Ted'in gözlerini doldururken, Marshall ve Barney'in Stan'e karşı duygusal bir bağ kurmasına neden oluyor.
Netice itibariyle, 2 gün mesajlaştığı kişinin kendi arkadaşları olduğunu öğrenen Ted, Marshall ile Barney'i kendi silahıyla vuruyor ve en yakın arkadaşıyla ilgili eşcinsel rüyalar gördüğünden bahsediyor. Burada yine bölümün esprisi adına, bu eşcinsel rüyaların sujesi olmak için Barney ve Marshall arasında bir rekabet başlıyor.
Aslında tüm bu espirilerin, teorinin yanı sıra, belki de How I Met Your Mother bölümleri içerisinde ilk kez, tam 4 yıl önceki dizinin ilk bölümünden, Ted ile Robinin ilk randevusunda, Ted'in Robin'e onu sevdiğini söylediği sahneyi gösterdiler. Bu sahnenin yine durduk yere ortaya konması, Future Ted'in annenizin telefonunu aldığım zaman onu hemen armıştım demesi ki Ted Robin'i aramakta beklemedi, anneni Robin olma ihtimalini ortaya çıkarıyor.
Ali
21. bölüm ortalamanın üstünde nitelendirilebilecek bir bölüm ve yine bir Barney teorisi üzerine kurulu. Bu bölüme ismini de veren bir teoriye göre, telefonunu aldığınız karşı cinsi aramak için 3 gün beklemelisiniz. Ted de yeni tanıştığı ve aramak istediği kız'ı aramaya kalkışınca Barney ve Marshall araya girip bu teori'den bahsediyorlar ve ardından o kızmışcasına Ted ile mesajlaşıyorlar.
Bu noktadan itibaren aslında herkesin hayatında muhakkak yaptığı arkadaşını kekleme durumu yaşanırken, Barney ve Marshall mesajlaşmaktan kendilerini alamıyorlar. Bu noktadan itibaren aslında bir nevi erkeklerin içindeki feminen duygulara vurgu yapılmış.
Örneğin bölüm sonunda Robin ile randevuya çıkan ve Mclearen's koruması olarak karşımıza çıkan iri kıyım Stan karakterinin, Pablo Neruda atıfları Ted'in gözlerini doldururken, Marshall ve Barney'in Stan'e karşı duygusal bir bağ kurmasına neden oluyor.
Netice itibariyle, 2 gün mesajlaştığı kişinin kendi arkadaşları olduğunu öğrenen Ted, Marshall ile Barney'i kendi silahıyla vuruyor ve en yakın arkadaşıyla ilgili eşcinsel rüyalar gördüğünden bahsediyor. Burada yine bölümün esprisi adına, bu eşcinsel rüyaların sujesi olmak için Barney ve Marshall arasında bir rekabet başlıyor.
Aslında tüm bu espirilerin, teorinin yanı sıra, belki de How I Met Your Mother bölümleri içerisinde ilk kez, tam 4 yıl önceki dizinin ilk bölümünden, Ted ile Robinin ilk randevusunda, Ted'in Robin'e onu sevdiğini söylediği sahneyi gösterdiler. Bu sahnenin yine durduk yere ortaya konması, Future Ted'in annenizin telefonunu aldığım zaman onu hemen armıştım demesi ki Ted Robin'i aramakta beklemedi, anneni Robin olma ihtimalini ortaya çıkarıyor.
Ali
28 Nisan 2009 Salı
Bölüm Analizi | House M.D 5x22 | House Divided
House M.D gerçekten, diğer dizilerden ayrılan farklı bir dizi. Bir hastane dizisi olmasına rağmen, pek çok bölümünde başka dizilerin erişemediği başarıya erişiyor. Örneğin 2008 yılında senarist grevi yüzünden pek çok dizi saçma sapan bölümlerle ekrana gelmişken House M.D'nin 4. sezon finali (House's Head ve Wilson's Heart) şüphesiz ki House M.D bölümleri içerisindeki en enfsanevi olanlar arasında yerini almıştı.
Yayınlanan 22. Bölüm, sezon finalinden önceki 2. bölüm. Bu bölümde hastaneye gelen hastaya baktığımız zaman, sağır bir güreşçinin, kafasının içinde patlama sesleri duyma şikayetiyle hastaneye yattığını ve House ile ekibinin teşhis koymaya çalıştığını görüyoruz. Ne var ki, geçen bölümün son saniyelerinde ortaya çıkan ve, 4. sezon finalinde ölen Amber karakterini House'ın halüsinasyon olarak görmesi bu bölümün ana teması.
Bölüm, ismine de yakışacak bir şekilde karşımıza iki House sunuyor. House'un hem kendinin, hem de Amberin söyledikleri aslında House'ın bilinçaltını yansıtıyor. Bu açıdan House ve Amberli sahneler, sonu bilinen Fight Club'ın tekrar izlenmesi gibi, leziz ve harika.
Bu bölüm içinde asıl sorulması gereken soru Amber, House'ın hangi bilinçaltı fonksiyonunu temsil ediyor? Vicdan mı, Suçluluk mu, Zeka mı, Kötülük mü?
4. Sezon finalinde Amber'in ölümü dolaylı da olsa House yüzünden olmuştu ve House aslında bütün riskleri alarak olanları hatırlamaya çalışarak ve özellikle beynine yapılan operasyonda döktüğü göz yaşı ile suçluluk duygusunu bizlere göstermişti. Ne var ki bu suçluluk duygusu adeta bir uykuya yatmıştı, çünkü 5. sezonun hiç bir yerinde kendini göstermemişti.
House'ın da dediği gibi Kutner'ın ölümünden beri uyuyamaması ve bunun sonucunda Amber'in halüsinasyonunu görmesi, Kutner'ın intiharının bu suçluluk duygusunu tetiklediğini gösterir. House hiç bir zaman belli etmediği gibi yine de belli etmese de Kutner'ın ölümünden dolayı, bu intiharı öngöremediği fark edemediği için suçluluk içinde kıvranıyor olması muhtemel.
Her iki suçluluk duygusu birleşince House'ın beyninin böyle bir oyun oynadığını ona görüyoruz. Fakat bölüm sonunda House'ın uykusuzluğu aşıp uyumasına rağmen halüsinasyonu görmeye devam etmesi House'ın ciddi bir sağlık problemi olabileceğini gösteriyor.
Bu bölümde halüsinasyon olarak görünen Amber'i sadece suçluluk olarak görmek çok yanlış olur çünkü bölüm boyunca, House'a yol gösteren fikirlere sahipmiş görünen bu bilinçaltı ürünü Chase'i öldürmeye çalıştı ve hasta olan sağır çocuğa belki de bilinçli olarak yanlış teşhis koydu. Zaten House'ın bilinçaltısı da bu durumu "kimsenin mutlu olmasını istemiyorsun" olarak açıkladı.
Sezon finaline 2 bölüm kalmışken, House'ın yaşadığı psikolojik problemlerin nereye varacağı gerçekten heyecan konusu. Eğer bu şekilde devam ederse House'ın kendisine zarar vermeye çalıştığı bir sezon finali dahi görebiliriz.
Ali
Ali
Bölüm Analizi | Heroes 3x25 | An Invisible Thread
Heroes, 4. cildine ve 3. sezonuna veda ederken aslında diğer iki sezondan farklı olarak ortada cevabı merakla beklenen bir soru yoktu. 1. sezon Heroes dizisinin efsane sezonuydu fakat o ayarı bir daha tutturamadılar ve sürekli ivme kaybettiler. Düzeldi denilen dizi, 3. sezonun final bölümüyle yine bütün umutları yok etti.
25. bölüm sezonun final bölümüydü lakin final bölümüne yakışan hiç bir kayda değerlik göremedik ne yazıkki. Bölüm, geçen hafta yanıtsız kalan 3 soruya yanıt vererek başladı. İlki, Angela ve Claire'in, Noah'ın öngörüsü üzerine kurtulmaları sadece Noah'ın yakalanmasıydı. İkincisi, Hiro'nun burun kanaması ve baş ağrısı kombinasyonuydu. Hiro zamanı durdurmayı 2. sefer denediğinde bunu başardı, hatta 26. bina'daki herkesi kurtardı fakat bu sefer de kulağından kan gelerek bir şeylerin yolunda gitmediğini gösterdi. Suresh de bu durumu, Hiro'nun vücudunun gücunu kaldırmaması olarak açıkladı.
Hiro'nun durumu gerçekten çok ilginç çünkü daha önce böyle bir sorun yaşayan karakter olmamıştı. Hiro'nun güçlerini, Arthur Petrelliye kaybettiğini daha sonra ise bebek Matt Parkman sayesinde kısmen kazandığını düşünecek olursak, yaşadığı sorunun nedeni bebek Matt Parkman sayesinde kısmi olarak aldığı gücün geçiciliği olabilir.
Geçen haftadan yanıtsız kalan belki de en önemli soru, Danko'nun Sylar'ı başının arkasından bıçaklamasına rağmen Sylar'ın ölmemesiydi. Sylar, şekil değiştirme yeteneği ile, başının arkasındaki noktanın yerini değiştirebildiğini söyleyerek bu duruma açıklık getirdi ve Danko'yu öldürmekten daha akıllıca bir yol kullanarak Danko'yu hain gibi göstererek kendi adamlarına yakalattırdı. Sylar eğer bu noktada Danko'yu öldürseydi, peşinde bir de Danko'nun ekibi olacaktı.
Birinci sezon gündeme gelen ve birinci sezonda geleceğe giden bölümde gerçekleştiğini gördüğümüz, Sylar'ın şekil değiştirerek başkan olma hayali geçen hafta tekrar ortaya çıkmıştı ve bu bölümde de Sylar bunu gerçekleştirmek adına, Nathan Petrelli kılığında, Başkan'ın konuşma yapacağı otele gitti.
Tüm bu olay akışı içinde güzel bir sezon finali yaşanırken saçma ve bir sezon finaline yakışmayacak derecede basit bir bölüm ne yazıkki bundan sonra geldi. Sylar'ı durdurmak için otele gelen Nathan ve Peter, tüm izleyicilerin 3 sezondur beklediği Peter, Sylar savaşının temelini kazdılar ve Peter'ın Sylar'ın gücünu alabileceğini söylediler. Zaten bütün izleyicilerin Peter konusundaki güçlerini geri kazanma ön görüsü bu şekildeydi, nitekim Peter Sylar'ın güçlerini aldı ama ikisi (Nathan'ı da katarsak) 3'ü arasında geçen kapışma kapalı kapılar ardında kaldı ve biz izleyiciler sadece patlayan elektirik bombaları ve yanan ateşler gördük.
Bir sezon finali yapıyorsunuz ve, bütün izleyicilerin hayali olan bir aksiyonu izleyiciye göstermiyorsunuz. Gerçekten bu durum izleyici'de hayalkırıklığı yaşatacak ve Heroes'a çok eksi puan katacaktır.
Sylar, Peter ve Nathan arasındaki kapışmadan sonra, Sylar, Nathanla birlikte yanlız kaldı ve Nathan, 2. sezon finalinden sonra bu sezon finalinde de öldü. Başkan olmak için, başkanla el sıkışmaya uğraşan Sylar ise, başkan yardımcısı kılığında başkan'la el sıkışmayı başardı fakat adeta kendi kurduğu tuzağa düşerek, başkan kılığına girmiş Peter'a yakalandı. Peter'ın başkan kılığına girip Sylar'ı yakalaması muhtemelen bölümün tek olumlu yönüydü.
1. Sezon Finalinde, Peter'ın radyoaktif patlaması yüzünden vücudunun büyük kısmı yanan, 2. sezonda ise vurularak ölen Nathan, ilk sezon Adam Monroe'nun kanıyla iyileşmiş, ikinci sezon ise Future Peter'ın dokunmasıyla (Muhtemelen Linderman'ın iyileştirme gücü ile) iyileşmişti. Ayrıca 2. sezon, yine gözünden vurulup ölen Noah da, Adam Monroe'nin kanıyla iyileşmişti. Kısacası, 2 sezondur izleyiciye verilen mesaj iyileşme gücü olanların kanlarının ölüleri dahi diriltti idi.
Nedense bu faktör, bu bölümde kimsenin aklına gelmedi ve Nathan tekrar diriltilmek yerine, baygın haldeki Sylar'ın bütün anıları silindi ve Matt Parkman aracılıyla, Sylar'ın kendisini Nathan gibi hissetmesi sağlandı. Şekil değiştirme gücüyle de Sylar, Nathan gibi görünmeye başladı. Herhalde Heroes dizi tarihinin en saçma ve hiç bir mantığı olmayan bu hareketi, özel güçlü kişilere karşı yapılan operasyonları ancak Nathan'ın, Başkan'la konuşması ile durdurabileceği şeklinde açıklandı. Oysa Peter'da Sylar'a dokunup kazandığı şekil değiştirme gücüyle, Nathan kılığına girebilirdi.
Noah, Angela ve Matt dışında herkes Sylar'ın öldüğünü zannederken ve şekil değiştirme gücü olan bir başkasının vücudu Sylar görünümünde yakılırken, 4. cilt kapandı.
Artık gelenekselleşen bir sonraki ciltten bir kaç dakika gösterme durumunu yine yaşadık ve 5. Cilt olan Redemptation yani Kefaret cildinden 2 önemli gelişme gördük. Bunlardan ilki, Tracy'nin sudan cisimlenerek geri dönmesi ve 26. binada herhangibir emeği bulunan herkesi öldürmesi. Burada geri dönen karakterin Tracy Strauss, Niki Sanders'in üçüzü olan Barbara olma olasılığı yok çünkü, Tracy 26. bina çalışanı eski ajanı öldürürken onun kim olduğunu biliyordu.
Gelecek cilde dair bir başka önemli gelişme ise, Sylar ve Gabriel Gray olarak bütün anıları silinen ve Nathan olduğunu düşündürülen asıl Sylar'ın, bir saatin 1.5 dakika geç ilerlediğini fark etmesi idi. Kısacası Sylar üzerinde yapılan değiştirme işlemi hiç bir başarı elde etmemiş olacak ve Sylar'ı öldürme şansı varken onu öldürmemek sadece Sylar'ın geri dönmesine sebep olacak.
Kısacası çok hayalkırıklığı yaşatan ve neredeyse hiç merak unsuru bırakmayan bir sezon finaliydi. Şirket'in geri döneceği vurgulanmakla beraber, Hiro'nun güçlerini yitirmesi, İnsanların hatta kendisinin bile Sylar'ı Nathan olarak bilmesi, Tracy'nin dönüşü hikayeye çok da fazla heyecan katmayan unsurlar.
Ali
25. bölüm sezonun final bölümüydü lakin final bölümüne yakışan hiç bir kayda değerlik göremedik ne yazıkki. Bölüm, geçen hafta yanıtsız kalan 3 soruya yanıt vererek başladı. İlki, Angela ve Claire'in, Noah'ın öngörüsü üzerine kurtulmaları sadece Noah'ın yakalanmasıydı. İkincisi, Hiro'nun burun kanaması ve baş ağrısı kombinasyonuydu. Hiro zamanı durdurmayı 2. sefer denediğinde bunu başardı, hatta 26. bina'daki herkesi kurtardı fakat bu sefer de kulağından kan gelerek bir şeylerin yolunda gitmediğini gösterdi. Suresh de bu durumu, Hiro'nun vücudunun gücunu kaldırmaması olarak açıkladı.
Hiro'nun durumu gerçekten çok ilginç çünkü daha önce böyle bir sorun yaşayan karakter olmamıştı. Hiro'nun güçlerini, Arthur Petrelliye kaybettiğini daha sonra ise bebek Matt Parkman sayesinde kısmen kazandığını düşünecek olursak, yaşadığı sorunun nedeni bebek Matt Parkman sayesinde kısmi olarak aldığı gücün geçiciliği olabilir.
Geçen haftadan yanıtsız kalan belki de en önemli soru, Danko'nun Sylar'ı başının arkasından bıçaklamasına rağmen Sylar'ın ölmemesiydi. Sylar, şekil değiştirme yeteneği ile, başının arkasındaki noktanın yerini değiştirebildiğini söyleyerek bu duruma açıklık getirdi ve Danko'yu öldürmekten daha akıllıca bir yol kullanarak Danko'yu hain gibi göstererek kendi adamlarına yakalattırdı. Sylar eğer bu noktada Danko'yu öldürseydi, peşinde bir de Danko'nun ekibi olacaktı.
Birinci sezon gündeme gelen ve birinci sezonda geleceğe giden bölümde gerçekleştiğini gördüğümüz, Sylar'ın şekil değiştirerek başkan olma hayali geçen hafta tekrar ortaya çıkmıştı ve bu bölümde de Sylar bunu gerçekleştirmek adına, Nathan Petrelli kılığında, Başkan'ın konuşma yapacağı otele gitti.
Tüm bu olay akışı içinde güzel bir sezon finali yaşanırken saçma ve bir sezon finaline yakışmayacak derecede basit bir bölüm ne yazıkki bundan sonra geldi. Sylar'ı durdurmak için otele gelen Nathan ve Peter, tüm izleyicilerin 3 sezondur beklediği Peter, Sylar savaşının temelini kazdılar ve Peter'ın Sylar'ın gücünu alabileceğini söylediler. Zaten bütün izleyicilerin Peter konusundaki güçlerini geri kazanma ön görüsü bu şekildeydi, nitekim Peter Sylar'ın güçlerini aldı ama ikisi (Nathan'ı da katarsak) 3'ü arasında geçen kapışma kapalı kapılar ardında kaldı ve biz izleyiciler sadece patlayan elektirik bombaları ve yanan ateşler gördük.
Bir sezon finali yapıyorsunuz ve, bütün izleyicilerin hayali olan bir aksiyonu izleyiciye göstermiyorsunuz. Gerçekten bu durum izleyici'de hayalkırıklığı yaşatacak ve Heroes'a çok eksi puan katacaktır.
Sylar, Peter ve Nathan arasındaki kapışmadan sonra, Sylar, Nathanla birlikte yanlız kaldı ve Nathan, 2. sezon finalinden sonra bu sezon finalinde de öldü. Başkan olmak için, başkanla el sıkışmaya uğraşan Sylar ise, başkan yardımcısı kılığında başkan'la el sıkışmayı başardı fakat adeta kendi kurduğu tuzağa düşerek, başkan kılığına girmiş Peter'a yakalandı. Peter'ın başkan kılığına girip Sylar'ı yakalaması muhtemelen bölümün tek olumlu yönüydü.
1. Sezon Finalinde, Peter'ın radyoaktif patlaması yüzünden vücudunun büyük kısmı yanan, 2. sezonda ise vurularak ölen Nathan, ilk sezon Adam Monroe'nun kanıyla iyileşmiş, ikinci sezon ise Future Peter'ın dokunmasıyla (Muhtemelen Linderman'ın iyileştirme gücü ile) iyileşmişti. Ayrıca 2. sezon, yine gözünden vurulup ölen Noah da, Adam Monroe'nin kanıyla iyileşmişti. Kısacası, 2 sezondur izleyiciye verilen mesaj iyileşme gücü olanların kanlarının ölüleri dahi diriltti idi.
Nedense bu faktör, bu bölümde kimsenin aklına gelmedi ve Nathan tekrar diriltilmek yerine, baygın haldeki Sylar'ın bütün anıları silindi ve Matt Parkman aracılıyla, Sylar'ın kendisini Nathan gibi hissetmesi sağlandı. Şekil değiştirme gücüyle de Sylar, Nathan gibi görünmeye başladı. Herhalde Heroes dizi tarihinin en saçma ve hiç bir mantığı olmayan bu hareketi, özel güçlü kişilere karşı yapılan operasyonları ancak Nathan'ın, Başkan'la konuşması ile durdurabileceği şeklinde açıklandı. Oysa Peter'da Sylar'a dokunup kazandığı şekil değiştirme gücüyle, Nathan kılığına girebilirdi.
Noah, Angela ve Matt dışında herkes Sylar'ın öldüğünü zannederken ve şekil değiştirme gücü olan bir başkasının vücudu Sylar görünümünde yakılırken, 4. cilt kapandı.
Artık gelenekselleşen bir sonraki ciltten bir kaç dakika gösterme durumunu yine yaşadık ve 5. Cilt olan Redemptation yani Kefaret cildinden 2 önemli gelişme gördük. Bunlardan ilki, Tracy'nin sudan cisimlenerek geri dönmesi ve 26. binada herhangibir emeği bulunan herkesi öldürmesi. Burada geri dönen karakterin Tracy Strauss, Niki Sanders'in üçüzü olan Barbara olma olasılığı yok çünkü, Tracy 26. bina çalışanı eski ajanı öldürürken onun kim olduğunu biliyordu.
Gelecek cilde dair bir başka önemli gelişme ise, Sylar ve Gabriel Gray olarak bütün anıları silinen ve Nathan olduğunu düşündürülen asıl Sylar'ın, bir saatin 1.5 dakika geç ilerlediğini fark etmesi idi. Kısacası Sylar üzerinde yapılan değiştirme işlemi hiç bir başarı elde etmemiş olacak ve Sylar'ı öldürme şansı varken onu öldürmemek sadece Sylar'ın geri dönmesine sebep olacak.
Kısacası çok hayalkırıklığı yaşatan ve neredeyse hiç merak unsuru bırakmayan bir sezon finaliydi. Şirket'in geri döneceği vurgulanmakla beraber, Hiro'nun güçlerini yitirmesi, İnsanların hatta kendisinin bile Sylar'ı Nathan olarak bilmesi, Tracy'nin dönüşü hikayeye çok da fazla heyecan katmayan unsurlar.
Ali
26 Nisan 2009 Pazar
Bölüm Analizi | Prison Break 4x18 | VS
Prison Break, ilk sezonuyla efsane olmuş bir diziydi fakat ondan sonra gelen sezonlar düşüş içinde izleyici karşısına çıktı. 4. sezon da, ilk günkü hikayenin çok uzağında başladı ve aynı şekilde devam ediyor. Dizi'nin bitmesine az bir süre kalırken ve yaklaşık 4 ay aradan sonra yeni bölümler yayınlanırken, yayınlanan bölümlerin kalitesizliği hayranlarını son derece üzüyor.
4. sezon'un 18. bölümü, Şirket çatısı altındaki Lincoln, Syclla'yı satmaya çalışan Christina, her ikisinin de peşinde olan Micheal ve Syclla'yı geri almak isteyen General Krantz'in etrafında dönen bir bölüm oldu. Aslında bir kaç bölüm önce Syclla'nın, sadece Şirket'in kara kutusu olmadığını bundan ziyade bilimsel atılımlarla ilgili çok önemli bilgiler içerdiğini görmüştük ve bu bölümde bir kez daha vurgulanmış oldu.
Syclla'yı elinde bulunduran Christina Rose, elindeki bu değerli bilgilere sahip cihazı Hindistan'a satmak için yoğun girişimlerde bulunurken aynı anda hiç kırpmadan kendi oğlunun ölüm emrini verdi. Lincoln'ün ölmeyeceği açıktı fakat, Christina Rose karakterinin çok altyapısız olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Yani ilk sezonda bir cinayet suçlaması üzerine atılan ve onu hapishaneden kaçıran iki insanın annelerinin şu anda bu kadar aktif bir yerde olması tamamen tesadüfe dayalı eski Türk filmlerinden bir parça gibi.
Bölümde Sara, sadece kışları uğradığı evde hamilelik testi bulunduran arkadaşının evinde hamile olduğunu öğrendi fakat kendisi dahil o testin, yılın sadece 3 ay kullanılan bir evinde neden bulunduğunu sorgulamadı.
Bunlar haricinde Enerji Konferansında bir konuşma yapmak üzere gelen ve Hindistan görevlilerinin, savlarını çürütebileceği için çekindiği profesör Micheal tarafından yakalansa da Lincoln ve arkadaşlarının eline geçti. Profesörün telefonu ise Micheal'da kaldı. Burada asıl soru, Christina'nın zaten öldüreceği bir Profesör'le neden çokça irtibata geçmiş olmasıydı. Zira, Sara, Christina ile Profesör arasında birbirine atılmış 22 mailden bahsediyordu.
Ve Nihayet bölümün finali, Micheal'ın annesine meydan okuması. Bu meydan okuma bundan sonraki bölümlerde Lincoln ile Micheal'ın aynı saf'a geçebileceklerini gösterdi zira, Christina güç uğuruna kendi oğullarını ölüme dahi gözünü kırpmadan gönderebileceğini bu bölümle görmüş olduk.
Sucre karakterine de deyinmeden geçemeyeceğim. Sucre yaklaşık 3 bölümdür gözükmüyor fakat bu bölümde Sara tarafından anıldı. Sucre'nin diziye tekrar dahil olabileceğinin bir sinyali bu.
Ali
Ali
25 Nisan 2009 Cumartesi
Bölüm Analizi | Heroes 3x24 | I Am Sylar
Sylar'ın üzerine kurulu bölümlerin havası bir başka oluyor. Bunu, yayınlanan bu bölümle yani 3. sezonun (aslında 4. cilt) 24. bölümüyle tekrar görüyoruz. Sylar, yayınlanan diziler arasındakii psikolojik yönden en ilginç karakter, zira kendisini henüz çözememiş, mutsuz bir yapısı var. Bu bölümde de, bu psikoloji üzerine yoğunlaşılıyor ve Sylar'ın iç dünyası izleyiciye yansıtılıyor. I Am Sylar bölümü, yayınlanan 23. bölümün son sahnesi olan ve Nathan Petrelli görünümündeki Sylar'ın yaptığı basın toplantısının 18 saat öncesine gidiyor.
Sylar'ın bir kaç bölüm önce kazandığı şekil-değiştirme gücünün ve buna bağlı olarak Danko'nun ekibinde farklı bir görünümde yer almasının yan etkileri Sylar'ı kendi olmaktan uzaklaştırıyor. Aslında dizide karşımıza çıkan ilk şekil değiştirme gücü değil bu fakat, önce gördüğümüzden farklı olarak yani Candice karakterinin gücünden farklı olarak, bu şekil değiştirmede vücut gerçekten şeklini değiştiriyor. Candice'in gücü ise daha çok insanların algılarını yanıltarak farklı görüntüler göstermekti. Zira Candice sadece insan görünümü değil, şehirlerin görünümünü de gösterebileceğinden bahsediyordu. Ayrıca ilk sezonda Candice, gücünu kullanarak ölü olarak kanlar içinde yatan Simone Deveaux'un görüntüsünü değiştirmişti.
Ne var ki Sylar'ın kazandığı şeil değiştirme gücü, Sylar'ın bedeninde gerçek değişiklikler yapıyor. Zaten kendisi de bölüm boyunca, kısa süreli de olsa göz renginin farklı kaldığından, fazla dişi olduğundan bahsediyor.
Kendi benliğini kaybetmemekle mücadele eden Sylar, bölüme de ismini veren "I Am Sylar" yazısını bölüm boyunca iki yere yazıyor. İlki, telekinezi kullanarak kendi koluna, ikincisi ise, Objeleri patlatma gücü olan bir kişiyi öldürdükten sonra o kişinin kanıyla duvara yazması.
Bölümün bir başka ilginç noktası ise Sylar'ın kendi kendine olan fakat şekil değiştirerek Annesi ile olan konuşması. Bu konuşmalar dahi başlı başına Sylar'ın içten içe kemiren bir vicdan azabı olduğu hissini uyandırıyor izleyicide çünkü Sylar, öldürdüğü annesi ile, kendi kendine yaptığı bu konuşmada yaptığı şeyi isteyerek yaptığını söylüyor ve bundan utandığını açıkça belli ediyor.
Sylar'ın yaşadığı bu benlik problemlerinin yanı sıra, Asi yani Micah'ı yakalamak için yapılan operasyonda, Sylar'ın, Micah'ı kurtarması hatta onu evinde uyutması ve Micah'ın, "bizi ancak sen kurtarabilirsin" tarzındaki konuşması kesinlikle bu bölümlük kalmayacaktır. Sylar ki ilk sezonda çocuk, yaşlı dinlemeden katleden Sylar'ın, Micah'ı sağ bırakması hatta onu kurtarması, 3. sezon'da karşımıza çıkan ve alıştığımız Sylar'dan farklı bir görüntü çizen, Future Sylar olma yolunda bir adım olabilir. Peter'ın gelecekte karşılaştığı ve, baba olmuş oğluna Noah adını koymuş Future Sylar, açlığını bastırmanın yolunu bulduğunu söylemişti. Bu açlığı bastırmanın yolu belki de Hero olmaktan geçiyordur, kim bilir.
Ayrıca bu bölüm ilk sezona atıfta bulunularak Sylar'ın başkan olabileceği ile ilgili annesiyle yaptığı konuşma güncellenerek tekrar karşımıza çıktı ve Sylar'ın kafasına bu fikir tekrar yerleşti. Başkan olmak için Nathan kılığına giren Sylar, Danko tarafından başının arkasına bir cisim saplanmasına rağmen ölmedi ve bölüm burada bitti. Sylar'ın bu noktada ölmemesi, onun iyileşebilme gücünü geliştirdiğinin ve artık neredeyse tamamen ölümsüz olduğunun bir kanıtı olabilir.
Yanıtlanması gereken çok soru fakat az bölüm var. Dizinin adı Heroes olmasına rağmen, en güçlü ve en heyecan veren kahraman Peter'ın hala güçcüz olarak ortada dolaşması dizi'nin heyecanını azaltıyor. Bakalım artık Claude mu geri döner yoksa Jr. Parkman, Peter'a dokunur, ne olursa olsun bir şekilde güçlerini geri alması gerekiyor.
Ali
Ali
Dizi - Analiz Geri Döndü
Kısa süreli yayın hayatında, beklenenden çok kişiye ulaşan Dizi-Analiz Blog'u geri döndü. Fakat eski yazılara ulaşılamayacak ne yazık ki. Blog'da incelenen dizilerin bitimlerine çok az süre kalmasından ötürü, detaylı bölüm inceleme sayısı çok olmayacak, fakat bu dizilerle ilgili her türlü analiz, karakter analizi ve gelecek tahmini yine bu blogda yer alacak.
Blog'u ziyaret edip okuyan değerli okuyucularımız yorumlarını eklerlerse çok memnun kalırız. Ayrıca küçük bir not olarak belirtmek isterim ki, bu blog dizilerin orjinal yayın yerleri olan ülkelerde yayınlandığı o ana kadar yayınlanmış en son bölümlerine göre güncelleneceği için, henüz o bölümleri izlememiş veya Türkiye'deki yayınlardan takip edenler için, yazılardaki incelemeler spoiler mahiyetinde olup bütün süprizleri kaçırabilir
Herkese iyi eğlenceler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)