Aslında 4. sezonun 23. ve 24. bölümleri olan fakat piyasaya The Final Break ismiyle çıkan film, Prison Break dizisinin son bölümü olarak karşımıza geldi ve bu bölümle beraber efsane noktalandı. Çoğu kişi için Prison Break'in 4. sezonu bir hayal kırıklığı idi. Özellikle dizinin git giderek ilk sezonki hikayesinden uzaklaşması, yine önceki sezonlardaki zeka dolu senaryonun kaybolması bu hayal kırıklığındaki başlıca etkenlerden biriydi. 4. sezonun finali de vasat bir bölümle izleyiciye veda etti fakat geride bazı sorular bırakak.
Şirket çökertilip, Scofield ve arkadaşları özgürlüklerine kavuştuktan sonra, dizi 4 yıllık bir zaman atlaması yaptı ve bu süreçte izleyiciye Scofield'ın öldüğü gösterildi. Daha önce Şirket tarafından ameliyat edilen ve iyileştiği söylenen Scofield'ın ölümü şüphesiz pek çok izleyici için şok edici bir gelişme olduğu kadar, dizinin olası bir devamının önüne geçmek için yapılmış bir adım idi aynı zamanda. The Final Break filmi veya esas düşüncelere göre 4. sezonun 23. ve 24. bölümleri, arada kalan bu 4 yıllık süreye odaklandı ve bu süreçte neler yaşandığını bizlere anlattı.
Bölüm, güzel bir biçimde başladı. Lakin, Micheal ve Sara evlenmek üzereyken polislerin düğün baskını bu güzelliği örtbas etti. Eminim ki izleyen çoğu kişideki ilk tepki, ekibin daha önce Don Self'te olduğu gibi yine bir özgürlük yalanıyla tuzağa düştüğü olmuştur. Fakat bu sefer öyle olmadı ve sadece Sara, Micheal'ın annesi Christina Rose'u öldürmekten tutuklandı. Zira Christina Rose, kayıtlar üzerinde şirket'in bir çalışanı olarak gözükmüyordu.
Bundan sonrası ise, dizinin biraz da 1. sezonuna selam çakarak, Sara'yı hapishaneden kurtarma üzerine yoğunlaşmış bir bölüm olarak karşımıza çıktı. Aslında bu ekstra 2 bölümü/filmi, 4 yıllık süreçte olanları anlatma misyonu edinmiş bir yapım olmaktan çok, dizinin başladığı gibi bir hapishaneden kaçma öyküsüyle bitirilmek istenmesi olarak algılayabilirz. Ne var ki Sara'nın hamile oluşu, içerden yardım almasının neredeyse imkansız olması ve Scofield'ın artık formdan düşmüş olması sebebiyle 1. sezondaki kadar şaşalı ve akıllı bir kaçış planı olmaması kaçınılmazdı.
Sara içeride hamile olmasına ve çok kötü şartlarda olmasına rağmen, bir zamanlar hapishane'de doktor olmasından dolayı bu hayatı bilmesinin avantajıyla, Scofield'dın Fox River'daki ilk günlerinden daha başarılı bir çaylaklık dönemi geçirdi. Süreç içinde hiç beklemediği bir şekilde Gretchen'den yardım alması ise artık klasikleşmiş Prison Break'in karakter dönüşümlerinden biriydi.
Hatırlatmakta fayda var. Önce Alexander Mahone 2. sezon ve 3. seznonun bir bölümü, Micheal'ın baş düşmanı olarak lanse edilmiş kötü bir karakterken, 4. sezon'la birlikte izleyicilerin en çok sevdiği karakterlerden biri haline gelmişti. Aynı değişimi izleyicinin İlk 2 sezon nefret ettiği, 3. sezon acıdığı Brad Bellick de geçirmişti. Hangi Prison Break izleyicisi, sırf Lincoln oğluna kavuşabilsin diye hayatını feda eden Bellick'in ölümüne üzülmemiştir?
Bölüme tekrar dönmek gerekirse, Scofield'ın dışarıdan Sara'yı kaçırmak için yaptığı ilk plan Mahonun FBI'da tekrar dedektif olma umudu ile, Scofield'in planını dedektiflere anlatmasıyla suya düştü. Yaptığı hatanın kısa sürede farkına varan Mahone, Scofield'a ikinci planında oldukça yardımcı oldu. Ne var ki Mahone eğer 1. planı FBI'a anlatmasa, Scofield 2. planı uygulamak zorunda kalmayacaktı dolayısıyla ölmeyecekti. Kısacası Mahone, Scofield'ın ölümünde dolaylı olarak bir role sahip olmuş oldu.
Bölüm içinde Scofield'ın burun kanamalarından dolayı doktora gittiğini ve kısa bir ömrü kalmış olduğunu da öğrendik. Fakat bir önceki bölüm, mezarını gördüğümüz Scofield'ın ölüm nedeni kanser değildi. Scofield kurduğu akıllıca planı uyguladı ve planın tek kör noktası olan yerde daha önce de hesaba kattığı şeyi yaptı ve Sara'nın kurtulması adına kendini feda etti. Dışarıya açılan kapıların elektrik almaması yüzünden açılmaması nedeniyle Scofield, kapıların açılması için kendini elektrik akımına maaruz bıraktı ve zaten az kalan ömrünü Sara uğruna noktalandırdı.
1. sezondan sonra bu gerçekten çok Arabesk bir final oldu Prison Break için. Her zaman iyi sonlar olması gerekmez lakin, Lincoln Burrows'u idam sehbasından kurtarma yolculuğu inanılmaz farklı yerlere uzandı. Sonuç olarak Prison Break efsanesi hep 1. sezonunun mükkemmelliği ve diğer sezonlarının vasatlığı ile hatırlanacak.
Ali
arkadaş elin oğlu neler yapıyor :D
YanıtlaSiltek kelimeyle MUHTEŞEM bir dizi ve bir o kadar muhteşem bir final
yazana,çekene,oynayana,ışıkçıya,malzemeciye teşekkürü borç bilirim
ben böle bi dizi izlemedim... 1.sezon dısındaki yorumlara da katılmıyorum... bence herbir sezon sürükleyiciydi..bazen yuh artık desem de yine ilgi ve merakla izledim..bu dizi resmen bir EFSANE bana göre...
YanıtlaSil