.jpg)
İki sezondur alışkın olduğumuz “Gossip Girl” temasına aykırı bir bölüm izledik bu hafta. Diziyi takip etme nedeni lüks hayatlar, şık giysiler, çılgın partiler olan bir çok kesimi hayal kırıklığına uğratan bir bölümdü.Ne olursa olsun her hafta bir parti, bir balo, bir yemek konsepti olan 50’ye yakın bölüm izlemişken bir gençlik macerası sundular bu hafta. Serena’nın herkesi dolandırıp kaçan erkek arkadaşından paraları alabilmek üzerine kurulu olan bölüm sıradan bir gençlik dizisini andırmaktan öteye gidemedi maalesef.
Chuck ve Blair hesaplaşması yürek burksa da Chuck Bass yine Bassliğini yaparak Blair’e onu sevmediğini söyledi. Blair ise gözyaşları içinde kendisini Nate’in kollarına attı. Bütün bu koşuşturma içinde kendi hayatlarını ertelememeleri güzeldi.
Rufus ise Lily’ye evlilik teklif etme hazırlıkları yaparken yıllardır tanıdığı kadını aslında tanıyamadığını fark etti. Kızını kontrol altına alamadığı için onu tutuklatan bir kadına elbette ki evlenme teklif edemezdi. Ayrıca Lily’nin kendisine yardım etmek için dolandırıldığını söylememesine bozulup, iyice gurur yapan Rufus evlenme teklifini baya bir erteleyecek gibi görünüyor.
Sürpriz bir şekilde değiştiğini düşündüğümüz Georgina ise ne kadar isterse istesin içindeki kötülüğü atamayacağını farketti. Bölümün en güzel repliği yine Georgina’ya aitti. Taksi içinde kendinden emin bir şekilde “bitch is back” deyip Poppy’nin peşine düşmesi özlenen Gossip Girl sahnelerinden biriydi. Dan’in Yale’e gitme endişesi, Serena’nın hiçbir şeyden habersiz bir şekilde annesi tarafından tutuklatılması, Rufus’un hayal kırıklığı, Blair ve Chuck’ın aşk acısı, Georgina’nın muhteşem dönüşü ile harmanlanmış final öncesi bölüm ne yazık ki Gossip Girl fanatiklerini tatmin edemedi.
Şenay
Şenay
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder