Dizi-Analiz'e Yazarlar Aranıyor

Yeni Sezon Başlıyor! Hangi Dizi olursa fark etmez, kapımız herkese açık... Dizi-Analiz blogunda yazarlık yapmak isteyenlerin, dizianaliz@yahoo.com adresine mail atması yeterli...

Diziler, oyuncular, yönetmenler, yapımcılar hakkında güncel haber, video, fotoğraf gibi basında yer alan materyalleri takip edecek gönüllüler aranıyor... bu konuda blogda görev almak isteyenlerin dizianaliz@yahoo.com adresine mail atması yeterli olacaktır.

25 Eylül 2009 Cuma

Bölüm Analizi | One Tree Hill 7X01 | 4:30 AM (Apparently They Were Travelling Abroad)

Başrol oyuncuları Chad Michael Murray (Lucas Scott) ve Hilarie Burton’ın (Peyton Sawyer) 7. sezondan itibaren dizide yer almayacaklarının açıklanmasının ardından One Tree Hill’in akıbetiyle ilgili kafalarda ciddi şüpheler oluşmaya başlamıştı. Zaten öyle bir 6. sezon finali izlemiştik ki, CTV, 7. sezonu hiç yayınlanmadan diziyi iptal etse, önümüzde bitmiş ve izleyiciyi tatmin etmiş bir öykü kalmış olurdu. Her türlü sorun çözülmüş, neredeyse her karakterin kişisel ve profesyonel hayatı yoluna girmişti.

Dizinin yaratıcısı Mark Schwann, 7. sezonu şöyle açıklamıştı: “Tree Hill kasabası sakinlerinin hayatlarındaki her şeyin sonsuza kadar mükemmel gidemeyeceğini anlayacakları bir sezon olacak.” Bunun doğru olup olmadığını irdelemek için henüz çok erken, ilerleyen bölümlerde hep birlikte göreceğiz.

6. sezonun sonunda Nathan, Charlotte Bobcats tarafından seçilerek NBA’e girmeyi başarmış, Brooke da 5-6 bölümlük bir izleyiciyi kıvrandırma sürecinin ardından Julian’a onu sevdiğini söylemişti. 7. sezon, bu olanlardan bir yıl (daha net konuşursak 14 ay) sonra, Dan Scott’ın dış sesinin, Haley’nin kaydetmekte olduğu bir şarkıyla birlikte arka planı oluşturduğu bir bölümle başladı. Bölüm başlar başlamaz iki yeni karakterle tanıştık: Nathan’ın menajerliğini yapan Clayton ve Haley’nin ablası Quinn.

Clayton, bir menajer olarak oldukça hırslı ve tuttuğunu koparan bir görünüm çizmekle beraber, belli ki Amerikan dizilerinde artık görmeye alıştığımız “ilişki istemeyen erkek” modelinden “aşk adamı”na dönüşecek olan stereotipin bir başka örneği. Bu bölümde tek gecelik ilişki yaşadığı bir kızı terk ederken aşka -özellikle de ilk görüşte aşka- inanmadığını vurguladı. Ancak Quinn’den ne kadar etkilendiğini de defalarca belirtmiş olması, ileride bu ikilinin arasında bir yakınlaşma olabileceğinin sinyallerini verdi.

Quinn, Haley’nin diğer ablası çılgın Taylor’dan oldukça farklı. Haley’nin deyimiyle “elini attığı her işte başarılı.” New York’ta bir işi olduğunu, bu vesileyle de Haley’i görmek için Tree Hill’e geldiğini ve kısa bir süre kalacağını söylemesine rağmen, dizinin oyuncu kadrosu içinde adının geçiyor olması bu kalışının uzayacağını gösteriyor. Mutlu bir evliliği olduğu sanılan Quinn’in kocasından ayrılmış olması, -henüz nedenini tam olarak öğrenememiş olsak da- ilerleyen bölümlerde Clayton ile arasında bir şeyler olma düşüncesinin elle tutulurluluğunu arttırıyor.

Dan Scott, 6. sezon sonunda mutsuz olan tek karakterdi. Neredeyse her sezon finalinde bir kaza geçirmesinin ardından (1. sezon finalinde kalp krizi geçirdi, 2. sezon finalinde yanan bir binada bırakıldı, 4. sezon finalinde hapise girdi, 5. sezon finalinde araba çarptı) 6. sezon finalinde de yaptığı onca kötülüğün ardından herkesin ona sırt çevirmesiyle yapayalnız kalmıştı. Lucas’ta da bulunduğunu 3. sezonda öğrendiğimiz kalp sorunu sonucunda kalbi gittikçe kötülemiş; ancak gerekli kalp nakli bir türlü yapılamamıştı. Kalp nakli için iki defa hastaneye çağrılmış, ikisinde de kendi deyimiyle “saçma sapan karmik dersler veren zavallı bir tanrı” yüzünden istediği kalbe kavuşamamıştı. 7. sezonun ilk bölümünde, bir “her şeye yeniden başlama” ve “küllerinden doğma” temalı televizyon programı yapmaya başlamış olduğunu gördük.

Brooke, Haley’yle yaptığı bir konuşmada, Julian’ın işi dolayısıyla hep uzakta olmasından ötürü onu çok özlediğini ifade etti ve sahilde yaptıkları bir konuşmayı hatırladı. Julian ona Yeni Zelanda’da 8 ay sürecek yeni bir filme başlayacağını anlatmıştı, tam da Brooke ona kuma yazdığı ve deniz suyuyla silinmeden hemen önce görünen bir “Benimle evlenir misin?” yazısıyla evlenme teklif edecekken…

Elbette bu konunun açılamadan Julian’dan daha da uzaklaşacağını öğrenmesi Brooke için ayrı bir üzüntü kaynağı oldu; ama bölüm sonunda Julian, iş teklifini kabul etmediğini; çünkü sevdiği kızdan daha fazla uzak kalmaya dayanamadığını açıklayarak Brooke’u ve izleyiciyi rahatlatmayı bildi. Evlilik meselesi ise henüz gündeme gelmedi. Bunun yanı sıra, Julian’ın kariyeri yerine sevdiği kızı tercih etmesi doğru bir hareket olabilir; ancak Brooke’un “Senle her şeyi çok çabuk yaşayıp tüketmekten korkuyorum” demesi, ilerleyen zamanlarda yaşanacak sorunların bir habercisi niteliğinde olabilir.

Beni bu bölümde en mutlu eden gelişme, Julian rolündeki Austin Nichols’ın adının, konuk oyuncular (guest starring) listesinden çıkarılıp normal oyuncular (regular cast) listesine alınmış olmasıydı. 6. sezonun 17. bölümünde Brooke’a onu sevdiğini söylediğinden ve bölümün “The Deleted Scene” (silinmiş sahne) kısmında yaptığı monologla izleyicinin gözünde zaten değişmeye başlayan Julian Baker portresini tam anlamıyla baştan oluşturduğundan beri sevilen bir karakter haline gelmişti ve bu değişikliğin yapılması gerekiyordu.

Bölüm sonunda Nathan, belli ki önümüzdeki bölümlerde çok daha fazla lafı geçecek skandal niteliğinde bir olayın kahramanı olarak karşımıza çıktı. Bir kız Clayton’a, Nathan’la 3 ay önce birlikte olduğunu ve bunu basına açıklayacağını söyledi. Evliliğinin yanı sıra NBA’de başarılı bir ilk yılın ardından ikinci yılın kontrat görüşmelerine denk geldiği için profesyonel kariyerini de etkileyecek bir gelişme oldu bu. İlk düşüncemiz 6 sezondur ne kadar değiştiğini ve olgunlaştığını bildiğimiz Nathan’ın öyle bir şey yapmayacağı yönünde elbette; ama burası Tree Hill, belli mi olur…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder